ŞARAP DÜNYASINDA TELAFFUZ

Harf İnkılabı
Harf İnkılabı

Buyurun bakalım. Efenim bu şarap kültürü insana neler neler eder. Falanca açık arttırmada bilmem ne şaraplarını üç kuruşa on paraya aldım. Adını bile telaffuz edemiyorlardı zaten, yok paraya bende kaldı şaraplar. Duyarsınız, okursunuz bu tür söylemleri. Bizim memlekette Uzan’ın mahzeninin haraç mezat satılması haricinde doğru düzgün bir şarap müzayedesi olmamıştır. Yani hepi topu söz konusu olan bir satıştır efenim. Fakat bu müzayede nelere kadirmiş ki defalarca burnuma sokulmuş, kafama vurulmuş, gözüm çıkarılmıştır. Birçok şarap tadımına iştirak etmişimdir. Bunlardan bazılarında bu telaffuz konusu az önce anlattığım cümleler ile anılmıştır. Şimdi serde densizlik olunca karşımdakiler biraz izansızlık etse ben âlâsını yaparım. Dolayısı ile telaffuzum konusunda nazik düzeltmeler dışında küçümseyen bir tavır sezersem vay haline cambazın. Türlü densizliği yapar adamı masadan bile kaçırırım. Yapmadım değil yani :) Tamam sonra ayıp ettin diyenler oldu lakin ar damarı yok kardeşim ben de. Olmadığını hatırlatırsan neler olduğunu hep birlikte görürüz :) Bırak mülayim mülayim takılayım ben :) Efendi ol, kavımdaki en güzel şarabı iç :)

Öncelikle şunu netleştirmek gerek. Sadece şarap değil, farklı konularda derin bilgi sahibi olmak imkânsızdır, sizin ilgi alanınızla benim ilgi alanım arasında uçurumlar vardır. Şimdi ben sana desem ki, bak diyorum :) Vahdet-i vücûd? İbn Arabi? Kitabı al-Futuhat? Ne oldu? Yalnız bir dakika senin telaffuzun doğru değil. Daha derinden ve genizden gelmeli bu ses. Bak şunu bir oku: Muhyiddin al-Sayh al-Ekber Ibn Eflatun, bu sondaki Eflatun ne alaka sence? Şimdi ben sana bunu ukalalık ederek açıklasam umurunda olur mu? Yunan düşünürlerinden, Eflatundan ve Aristodan etkilenmiş bir şark yazarından dem vursam? Kimin umurunda! Peki, bambaşka bir yerden daha deneyelim şansımızı. Belki bir ortak noktada buluşuruz. Caz desem, tamam tamam hadi :) Jazz desem? New Orleans Üslubu desem? Jelly Roll Morton? King Oliver? Benny Goodman? Anlaşamadık mı? Hem şarap oburu, hem şark kültürü, hem caz… Üstelik adam caz konusunda ukalalık ederken dahi Nivvv OoorrlIıınsss Üslubu diyor. Çekilmez bir insan olduğumun farkındayım. Hayır, dindar filan değilim. Döksen bulaşmaz, içine sokup çıkartsak lekesi kalmaz. Caz severim o başka. Şarap dünyasına dönelim. Şimdi netleştiysek tabii, hangi konuda olacak. Elbette kültürün göreceli bir kavram olduğu konusunda :) Şaraba devam…

Efenim ben bu durumla çok karşı karşıya kalırım zira telaffuz özürlüyümdür. Pek de umurumda olmaz açıkçası. Kaç dilde kaç kelimeyi layığı ile seslendirebileceğim ki. Sakın ola bu durumdan hicap etmeyiniz. Utanmayınız diyorum yani. Marketlerde şarap raflarının önünde insanlar görüyorum. Biri elinde bir şişe sallıyor. Bu güzelmiş diyor. Beriki soruyor neymiş o diyor. Cevap gecikmiyor. Çardonnayyy! Sonunda biraz konuşup ikisinin de adını rahatça seslendirebildiği Şiraz şişesinde karar kılıyorlar. Efenim dert etmeyiniz. Aldırmayınız. Öğreniyoruz, yavaş yavaş. Zamanla. Sakın ola telaffuz edemediğiniz için konuşmaktan geri kalmayınız. Rahat olunuz. Siz çardonnayy dediğinizde karşınızdaki ne dediğinizi anlamıyorsa üstüne basa basa tekrar ediniz. ÇARDONNAAYYYY! Haydi devam edelim :) MERRRLOOOTTT!!! Bir daha :) KABARRRNETTT SAVİİİGGGNONNNN!!! Şahane oldu :) Doğrusunu biliyorsa bırakın size öğretsin. Lakin mütevazılıktan ödün vererek bu işi ukalalık boyutuna taşıyorsa dövünüz. Nasıl? Al şişeyi vur kafasına yahu :) Şaka bir yana sen yaptığımı yapma dediğimi yap. Efendiliğini bozma, biraz sık dişini ve bu insandan uzaklaş.

Peki, şimdi bir sözümüzü hatırlayalım: “Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp!” Güzel değil mi? Güzel diyip kafanı sallayacaksın burada. Her şeyi benden bekleme sen de ama! Salladın mı? Tamam, devam edelim. Az önce türlü örnekler vererek alakasız konulardaki bilgi birikimimizin nasıl da yetersiz olabileceğini anlatmaya çalıştım. Şimdi şaraba dönünce ufak bir hatırlatma da bulunmak istiyorum. Ortak ilgi alanı şarap olan topluluklar arasında her zaman densiz ve ukala insanlar bulunuyor. Dolayısı ile utanmadan, sıkılmadan bildiğiniz gibi telaffuz etmekten çekinmeyin lakin bu topluluklar içinde bulunma sıklığınız artıyorsa biraz çaba sarf edip bilmediğinizi de öğrenin. İnanın çoğunu ben bilmiyorum. Üstelik dilim dönmüyor bazılarına. Ama elimden geldiğince anlatmaya çalışayım. Bir zamanlar günümüzün İngilizcesi gibi, memlekette pek revaçta olan Fransızcadan başlayalım. İlk iki kelimemiz geliyor:
Peugeot
Renault
Hepimiz doğru telaffuz ederiz bu iki kelimeyi. Nasıl okuruz hemen yazalım. Pejo ve Reno. Şarap derken araba markalarına girdi adam diyeceksin sen. Bir dur be insan bir dur. Sabret yahu. İyiliğin için emek veriyorum burada :) Pejo, reno, pejo, reno… Dikkat ettin mi? Sondaki sesler yok. Yani pejoutt veya renoultt diye seslendirmiyoruz. Bu iki Fransız markasını nasıl seslendirdiğimizi hatırlarsan işler kolaylaşır. Fransızca kelimeleri seslendirirken son heceyi görmezden geliyoruz. Buyurun deneyelim :)
Cabernet Sauvignon = Kaberne Sovinyon
Chardonnay = Şardone
Merlot = Mer lo
Beaujolais = bo jo lee
Bourgogne = bur goyn
Chablis = şabli

Kolay değil mi :) Yine de fazla kasmanıza gerek yok. Gerçekten şarap sever bir topluluk içindeyseniz her türlü açığınızı hoş göreceklerdir. Ben birkaç kelimenin daha nasıl okunacağını şuracığa yazayım. İlerleyen günlerde ses dosyalarını da yüklerim böylece hepsini duymuş oluruz :) Okunuşunu verdiğim kelimeler arasında anlamsız gelen olursa, sanal alemde minik bir araştırma sayesinde tanışabilirsiniz. Ortaya karışık olarak devam edelim:
Meursault = mör soo
Pinot Grigio = pino grico
Pinot Noir = pino nuar
Riesling = RİİS lingg
Viognier = Vionye
Grand Cru = gırand kuru
Montepulciano = mont e pul KAA no daa (İnan bana halen beceremiyorum bunu :)
Spatlese = ŞİİPETTlese

Boşuna bizim üzümlerden vazgeçme demiyorum sana. Ne içersiniz?
Narince :) Bak ne güzel :) Peki kırmızı olarak ne alırsınız? Öküzgözü Boğazkere harmanı varsa iyi olur. Bak daha güzel oldu :)

Ara ara bu telaffuz meselesine değiniriz efenim. Fakat yeri gelmiş, konu açılmışken birkaç şey eklemek isterim. Elinizden geldiğince şarap dilinizi Türkçeleştirmeye çalışın. Rica ediyorum yahu :) Mesela kupaj demeyin, harman daha güzel. Monosepaj demeyin, tek üzüm daha anlamlı. Teruar kelimesine de takılmış durumdayım. Neymiş efenim başka bir dilde karşılığı yokmuş bu kelimenin. Nasıl olmaz? Nasıl? Yok efendim toprak, ısı, su, hava, güneş, çiçek, böcek ve dahi insan faktörlerinin hepsiymiş ve tam anlamı yokmuş. Şimdi sen karşılığı yok der işin içinden sıyrılırsan kendi dilimizde şarap konuşamaz hale gelebiliriz. Teruar yerine yöre kelimesini uygun buluyorum. Bakınız deneyelim. Denizli Bekilli yöresi üzümleri dediğimde ne anlıyorsunuz ki :) Bizde hâlihazırda mevcut bir kelimedir zaten. Yörenin peyniri, yörenin danası, kuzusu, insanı, dili, şivesi… Hayır efendim teruarı tanımlamak için bunlar yeterli değilmiş. Pehh :) Şarap dünyasına yabancı değilsen neden yöresel farkların bu kadar kıymetli olduğunu biliyorsundur. Yabancısıysan ben hemen açık edeyim :) Vakti zamanında bir tepenin sırtında bulunan üzüm bağında olanlar olmuş. Bakmışlar ki en üstteki üzümlerin şarabı daha güzel oluyor, yamacın alt kısmındakiler ise daha vasat. Böylece başlamışlar bunları farklı fıçılara doldurmaya. En alttakiler keşişlere, ortadakiler krala en üsttekiler de papaya nasip olmuş. Efenim özetle teruar dedikleri mesele metrelerle dahi fark eden bir durumdur. Senin bağın üzümleri on para etmezken komşun göbeğini kaşıya kaşıya sırıtır zira onun bağındaki üzümler daha evladır. Konu ayrıca tartışmaya açık olup bu tartışma başka bir yazıda didiklenmek üzere burada noktalanmıştır.

Ne demiştik? Gewürztraminer :) gee VERTZZ tree minerrrr :) (Melen üretir bizim memlekette, kaba saba adına kanmayın pek leziz bir şaraptır.)
Nazddrovyaa canım :)

5 yorum

  1. “das is ayn bucuh” dediğimde alamanca öğretmenim neredeyse dövecekti.”buh”diyeceksin diye.Ne bilsin garibim daha “coca cola”yı “koka kola”ya çeviremediğimi,”bemeve”nin ise “biemvi”olduğunu.
    Yani.
    Bu şarap işi bizi bozar aga.
    Hayatta söyleyemem bu fransız gavurun şaraplarının isimlerini.
    Bin kere söyler, yine unuturum.
    Uymaz ,bünyeye ters.
    Rakıya devam edeceğiz galiba.
    Ya da.
    Milliyetçi takılıp,bana kıl olan garsonun “ÖKÜZZGÖZÜ”tavsiyesi bahanesi ile aşağılamasına katlanacağız.
    Ama “amme”hizmeti yapan Siz’i tebrik ediyorum.
    Herkes benim gibi tembel olmaz.

  2. Kabernettt kabernett kabernet! Üzüm isimlerini doğru okumak için kursa gittiğim ve hepsini nasıl unuttuğum aklıma geldi. Telaffuz zorluğu bahane değil sayenizde gerçekten yerli üzümler tüketir olduk. Ne kadar çok yerli üreticinin ve farklı şarabın olduğunu öğrendik. Gelsin Narince yaşasın Öküzgözü!

  3. İş yoğunluğundan bu enfes yazıyı kaçırmışım ne yazık ki :)
    Şarap ismi söyleyebilmek uğruna lezzetini ve arkadaşlığını arka plana atanlara gıcığım zaten.. Dilimiz döndüğünce söyleyelim önerinize katılıyorum ama sırf bunları söyleyip ben şarap içiyorum mesajı vermek isteyenlere karşı taktiklerinizde var mı..?
    Benim bu tarz insanlara sizin şarap kurufasulye ile içilir konseptli yazınızı zorla okutasım geliyor :P

    1. Asortik selam :) Nasıl oldu anlamadım ama bu yorumunu henüz görüyorum. Aylar önce yazmışsın ve anlamadığım bir şekilde otomatik olarak onaylanmış. Kusura bakma geç cevap yazdığım için.

      Bahsettiğiniz tiplerin üzerine şarap döküyorum. Kaza ile oldu pardon diyorum :) Kurufasulye yazımı beğenmiş olmanıza pek sevindim :)

      Sevgiler

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir