KARAOĞLAN

Karaoğlan Üzüm
Karaoğlan Üzüm
Karaoğlan Üzüm

Nasıl haberim olmaz benim bu Karaoğlandan. Üzüm efendim üzüm, çocukluğumuzdaki yiğit kahraman karaoğlanla alakası yok yani :) Sabah sporumu yapmış e-postalarıma bakarken Anatolian Vineyards tarafından gönderilen e-posta gözüme takıldı. Bir türlü gidemedim etkinliklerine. Her neyse efendim. Şimdi önce Anatolian Vineyards Şarap Okulundan laflarımızı esirgemeden bir iki cümle yazalım ve hemen Karaoğlan üzümümüze geçelim. Canım üzümüm benim :) Efenim neden Anatolian? Neden? Peki neden vineyards? Ya sonra gelen Şarap Okuluna ne buyurursunuz. Sus bir de savunma adamları :) Sevmiyorum kardeşim ben böyle isimleri. Kayra Şarap Akademisine laf ettim mi? Anadolu Bağları Şarap Okulu, bak ne güzel. Anaaattoliiiaann vaynnyardssss şarap okulu. Pehhh… Bak üzüm konusuna giremedim sizin yüzünüzden. Neyse efendim bu arkadaşlar e-posta göndermişler. Sağ olsunlar var olsunlar, Türk şarapçılığına katkısı olan her şahsın her firmanın başımın üstünde yeri var :) Anatolian Vineyards sayesinde Karaoğlan üzümünü duydum. 23 Haziran tarihinde Karaoğlan tadımı düzenliyorlar. Katılım ücreti 50 lira. Bir aksilik olmaz ise koşarak giderim :) Gelelim sanal alemde yaptığım araştırmalar neticesinde topladığım bilgilere. Fazla değil sekiz-on yazı okudum hakkında ve Karaoğlan fanatiği oldum. An itibari ile Karaoğlan konusunda da ukalalık edecek bilgiye sahibim :) Yani öyle, kara ne oğlan ne, üzüm mü elmamı diye saf saf sorarsanız anında Karaoğlan uzmanı kesilir ekilişinden budanışına ve dahi şarap yapılışına kadar anlatırım :) Meydanı boş bulmaya göreyim hiç affetmem hehe :)

Evet, Karaoğlan sahip çıkmamız gereken nice üzümden biri. Hemen sahiplenelim benimseyelim, tadı kötüyse bile içelim! Nasılsa zaman içinde düzelir lezzeti :) Şahsi fikrim mükemmel bir şarabın bizleri beklemekte olduğu yönünde. Zira üretici firmanın ortaklarından biri kim dersiniz? Ne oldu, şaştın kaldın dimi :) Aldım bağların yarısını, işi gücü bırakıp Malatyaya yerleşiyorum :) Hehehe, keşke ama bu büyük bir yalan. Şarabın kötü olmayacağına dair bu kadar net konuşmamı sağlayan öncelikle Türk Üzümlerine olan hayranlığım sonra da Jean-Luc Colin. Kimdir efendim bu muhterem zat derseniz sanal alemde araştırıverin bir zahmet. Ben de üşenmez yakında hakkında iki satırda olsa yazarım zira mühim bir insan. Bak bak bi dakika, yine sinirlendim. Yahu bu muhterem şahıs Fransız, şimdi elin Fransızı diyeceğim lakin alınmasın, bizim vatandaşlar gocunsun diye bu örneği veriyorum.

ELİN FRANSIZI ŞARAP FABRİKASI KURUYOR, FABRİKANIN ADI NE?
YENİ DOĞUŞ
ÜÇ YENİ ŞARAP ÜRETİYOR, BİRİNİN ADINI HENÜZ BİLMİYORUM AMA DİĞER İKİSİNİN ADI NE?
GÜZEY ve YENİ DOĞUŞ (Bu yazıyı yazdığım tarihlerde verdiğim bilgiler zaman içinde geçerliliklerini yitirdi. Firma Güzay Şarapçılık olarak piyasaya girdi: http://www.guzaysarap.com Benim içmekten keyif aldığım şaraplar üretti ve üretmeye devam ediyor. 08 Ocak 2010)

Efenim bu isimlerin verilmesinde Sayın Akpınarın bir etkisi olmuş mu bilemiyorum ama bence olmuştur zira özenti bir Türk olmadığından eminim. Amanın Türkçe karakter kullanmayalım, uluslararası pazarda telaffuzu zor olur gibi gubidik söylemlere prim vermedikleri için takdir ediyorum efenim :) Nasılım ama, yeterli medya ünlüsü ukalalığım var değil mi :) Adam televizyona çıkmış diyor ki: “Benim bile takdirimi kazandı” Sen kimsin? Kimsin evladım sen :) Şimdi bana da çıkar böyle söylenir mi? Söylenir elbette, takdir etmişmişim adamları. İç şarabını imana gel sen önce değil mi? Sen bir de beni içince gör :) bak nasıl takdir ediyorum seni :) Şimdi efenim bu Türk Dilini sahiplenme görevini nasıl kendine yakıştırdın da, Karaoğlan Üzümü merakı ile bu yazıyı okuyan bizleri, bu saçmalıklar ile oyalarsın deme bana. Neden? Hemman izah edeyim.
Milli değerlere sahip çıkalım, dilimize, toprağımıza, şarabımıza, üzümümüze… Avrupalı her fırsatta ziyadesi ile yapıyor bunu, bir tek bizde değerleri savunmak nahoş görülen bir durum oldu. Türk Bağları abuk sabuk üzümlerle doldu. Fransız, İtalyan, İspanyol üzümlerini bu topraklarda nasıl yetiştiririz diye uğraşıp duruyoruz. Ne gereği var? Boğazkerenin, Bornova Misketinin, Sultaniyenin veya Emirin yerini tutacak üzüm var mı? Bak utanmadan var diyor. Çık dışarı :) Gelme bir daha siteme :) Yok efendim yok, ben şaraptan anlamam, uzmanı, üstadı filan değilim. Sadece içerim. Şarap güzelse çok içerim değilse burun kıvırırım ama içmem demem. Lakin, ısrarla inandığım bildiğim bir konu var, herşey yerinde, yöresinde, bölgesinde güzel. Yakın zamanda şarap tadımlarıdan birinde tanıştığım ve beni kırmayıp yemeğe iştirak eden arkadaşım, diğer adı ile İttihatçı Kemal’in pek güzel bir Boğazkere anlatımı vardı ki çok keyif aldım. Aklımda kaldığınca aktarayım: “Boğazkere bana o toprakların acısını, kılıç seslerini, havasını ve hüznünü çağrıştırıyor. Kulağımda duyuyorum sanki sesleri…” Ben epey eksik aktardım, kendisinden dinlemeniz gerek :) Şarap içerken hiç kullanmadığım duyularımı harekete geçirdi :) Tamam itiraf ediyorum ben kılıç sesleri duymadım ama inanın isterdim Boğazkereyi böylesine sindirerek içmeyi :)

Geçelim mi Karaoğlan Üzümüne ve Yeni Doğuş Şarap Fabrikasına. Bak ne güzel :) Yeni Doğuş, ismiyle müsemma. Karaoğlan üzümlerinin tekrar doğuşu. Sadece Karaoğlan ile üretilecek şarabın ismi ise GÜZEY. Güzey ne demek derseniz şuracıkta açıklayalım:

Güzey*
isim, coğrafya Az güneş alan, çok gölgeli kuzey yamaç:
“Dağların güzeyindeki karlar geç erir.”- .

Kaynak: TDK

*(Bu yazıyı yazdığım tarihlerde verdiğim bilgiler zaman içinde geçerliliklerini yitirdi. Firma Güzay Şarapçılık olarak piyasaya girdi: http://www.guzaysarap.com Benim içmekten keyif aldığım şaraplar üretti ve üretmeye devam ediyor. 08 Ocak 2010)

Nerede yetişirmiş bu üzüm?
Malatya’ya bağlı Arapgir ilçesine 24 km uzaklıktaki Yazılı (Saldek) köyünce ve civarında. Peki dünyada başka bir yerde yetişir mi?
Hayır
Kim kurmuş bu fabrikayı?
Jean-Luc Colin ve Hacı Akpına r:) Keşke bizim hacılar hep böyle olsa, oh ne ala memleket olurduk :) Hürriyet gazetesinde okuduğum bir haberden altın yaparak, Jean-Luc Colin ağzından nasıl tanışmışlar öğrenelim:

“Bir ara şarap kursları veriyordum. Kursta müteahhitlik yapan Hacı Akpınar adında ilginç bir adam vardı. Şarap yapılışını bilmiyordu ama inanılmaz şarap fanatiğiydi. Sürekli Arapgir’in Karaoğlan üzümlerini anlatıyor, onlardan çok güzel şarap yapılacağına inanıyordu. Bunun için de doğduğu köye şarap fabrikası açmayı düşünüyordu. Kısa sürede dost, sonra da ortak olduk.”

Aynı haberden biraz daha alıntı yapıyorum:

“Colin ve Akpınar’ın, Türk şaraplarının uluslararası yarışmalarda ödüller almasını sağlamak gibi hayalleri var. “Bunun içinde elimizdeki en büyük silahlardan birisi Karaoğlan üzümü” diyor Colin. “İri taneli ve koyu siyah renkli bu üzümden yakut kırmızısı, orta gövdeli, asidi yüksek, yumuşak tanenli, zarif ve dengeli şaraplar yapılacak. Şaraplarımız ızgara kırmızı etler, eski kaşar peyniri, kırmızı et şarküteri ve güveçlerle iyi uyum sağlayacak.”

Karaoğlan üzümü, Boğazkere üzümüyle akraba; kalın kabuklu, sulu ve tanenli. Bir dönümde bir ton üzüm yetişiyor. Akpınar ve Colin, şubat ayında üç şarabı piyasaya çıkarmayı planlıyorlar. Bunlardan en pahalısı, sadece Karaoğlan üzümünden yapılma Güzey şarabı olacak. Yeni Doğuş adını verdikleri ikinci şarap ise, Karaoğlan ve Öküzgözü üzümlerinden yapılacak. Üçüncü şarap hakkında henüz bilgi vermiyorlar. Şarap şişelerini Paşabahçe yapacak ama henüz etiket tasarımı bitmemiş.”

Özetle yeni bir üzümümüz daha oluyor, başka üzümlere prim vermeyelim kendi üzümlerimizi tüketelim. İlgimi çeken bazı siteleri de paylaşayım:

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir