Baktım hava güzel, indim sahile. İnsan yığınını görünce evde yeme kararı aldım. Hamsileri ayıklamışlar, paketlemişler. Yanında marulu, rokayı görünce dayanamadım tabi. Şarap içmeye niyetim yoktu aslında lakin duramadım. Evdeki İdol Ugni Blanc – Chardonnayı atıverdim dolaba. Yakın zamanda Smyrnaları öve öve göklere çıkartmıştım. Bu fiyata bu şarap süper diye. Hatta Angoranın bittiği andır demiştim. Smyrna 10 liralık fiyatı ile gerçekten Angoraya nanik yapardı. Fakat bizim şarap severi düdüklemeye hevesli esnafımız bu şarabı bana 19 liraya satmıştı. Sonra öğrendik ki piyasada 9-10 lira. Şimdi adı değişmiş, şişe fiyatı 7,5 lira olmuş. La Cave gibi anlamsız bir yerde satışta. İdolden bir yetkili ile görüştüğümde kırmızısı da, beyazı da, pembesi de 7,5 liradan satışta dedi ama arada bir şeyler karışmış. La Cave indirmediler diyor, artık kim haklı bilemem, beyazı ve pembeyi 10 liradan aldım. Net olarak şunu söylemem gerek. Bu şarapların ederi 7 – 7,5 lira. 10 lira bile etmezdi lakin piyasa malum. Keşke bu tür şarapların sayısı artsa ve diğerlerinin aklı başına gelse :) Yani efenim şimdi yerli malı yurdun malı diyoruz. Hepimiz onu içelim. Tamam ama üreticide densizlik etmemeli. Esnafı doğru yönlendirmeli. Bırak zevzekliği sadede gel diyeceksin. Geldim. Şarap güzel. 10 değil 7,5 lira olmalı. Chardonnay mi dersen, bariz özelliklerini taşımıyor derim. Ugni Blanc nasıl dersen, bilmiyorum :) Yahu İdol, zaten bir karışık durumlardasın. Gittin memleketin en verimli yerinde bağcılık yapıyorsun. Ugni Blanc ne yahu. Yani illa densizlik ettirecekler adama. Sen de bana soruyorsun, Ugni Blanc nasıl diyorsun. Yahu ben hayatımda Ugni mi gördüm Blanc mi içtim güzel insan. Ne biliyim ben. İçimi güzel, keyifli :) Bu kadar yani.
Sürekli rakamlar üzerinden değerlendiriyor olmamı umarım anlıyorsundur. Sürekli farklı şaraplar içmemi de :) Şimdi efenim, fiyat rafın önündeki insan için önemli. Peki, sadece fiyat mı önemli olmalı? Hayır, üzüm önemli olmalı. Üreticinin tüketiciye gösterdiği saygı önemli olmalı. Memleketin üzümü diyip duruyoruz. Sanmayın ki aşırı milliyetçi bir insanım, döksen bulaşmaz. Fakat bazı gerçekler var ki göz ardı edilemez. Sen şimdi bu memleketin nefis beyaz üzümleri dururken gidip Ugni Blanc peşinde koşarsan, memleketin tarıma elverişli arazisine bağı dikersen ne olur bizim halimiz. Avrupalı bu işleri böyle yapmıyor. Fransa da filan bir bölgenin üzümünü kökleyip başka bölgeye ekeceğim dersen ortaklık karışır. Yani bize göre açıklamak gerekirse. Bacağından vururlar adamı :) Ben geldim burayı bağ yapacağım desen olmaz derler. Bağcılığa uygun alanı gösterirler, hem seni hem memleketi düşünürler. Ne diyordum? Ugni Blanc, hocam ben hamsi tava diyorum, al bak şimdi ızgarada biraz helva erittim onu yiyorum, sen bana Ugni Blanc diyorsun Petit Verdot veriyorsun.
Şaşkın efenim bizim üreticiler, hepsi birden. İstisnasız. Bir iki üretici var, isim vermeyeyim lakin takdir ile takip ediyorum. Yarışmalarda boy göstermeyen, benim şarabım en iyi demeyen ama şarapları en iyi ve uygun fiyatlı olan iki üretici. Biraz işin içine girince kendinizde takdir edersiniz efenim. Hadi yazıvereyim yahu, sizden mi sakınacağım. Birisi Diren diğeri Pamukkale. Gerisi boş efendim. Bakınız şu fotoğrafta arkada duran bir DLC Granache var. Arayın bakalım raflarda bulabilecek misiniz? Ben vakti zamanında 22 liradan alıp içmiş ziyadesi ile beğenmiştim. Ertesi günde 10 şişe stoklayıverdim işte bu yüzden kendi damağınızı keşfedin diyorum her neyse… Sonra bizim ivedikler topladı geldi mi elin şarap üstatlarını. Adamlar demesin mi bu şarap şu kadar puan eder. Aynı üreticinin en pahalı şarabına ve dahi başka bir üreticinin, yani memleketin en pahalı şarabına nanik çeker. Yahu adamları getiren sizsiniz, şarapları üretip fiyatı belirleyen de. Peki şimdi hanginizde var ördeklik? Yahu siz ürettiğiniz malın değerini belirlemekten aciz misiniz kardeşim? Haa? Hıı?
Yeter, helva ile Narince daha iyi gider. Alayınızın bağına Ugni Blanc :)
Hadi afiyet olsun canlarım :)