Hastasıyım :) İçi mey dolu her şişeye karşı ziyadesi ile ilgim olduğunu kabul ediyorum fakat sofrada tek veya iki kadeh varken minik şişeler gözüme daha güzel görünüyor. Bir şişeyi açıp da bitirmemek imkan dahilinde değil. En azından benim için durum böyle. Yoksa bir çok şarap severin yaptığı gibi iki gün önce açılmış diye nimeti hor görmem. Evvela nimete şart koşmamayı öğrenmen gerek. Şişe açıldı diye hepsini içmemin sebebi oburluktan efenim :) Evet, pek adabı ile içtiğim söylenemez.
Gelelim konumuza. Diğer günlere oranla Cumartesi günleri daha erken uyanıyorum. Nasıl ama? Gelelim konumuza dedim akabinde uyku düzenimi ifşa etmeye başladım. Olacak iş değil :) Ama bir yerden bağlayacağım biraz sabır. Ne diyordum? Sen tut uyan sabahın köründe, cırtlak müezzin henüz sabah ezanını dahi katletmemiş. Hafif bir kahvaltı ardından sanal alemde ağır bir kürek yarışı. Öğlene ne kaldı ki? Yemek yemeli, şarap içmeli. İşte tam bu noktada minik şişeler devreye girdi. Az önce bahsettim. Ben bir şişe ile yetinemiyorum. Şimdi şampanya açsan mütakiben yemeğin yanına ne açacaksın. Peki ya sonra tatlı yemek istersen, kahve dilersen? Eder sana üç şişe. Öğlen sızması güzel olmuyor. Abartmamalı. Minicik şampanyamızı açmalı. 20’lik. Tam benlik. Deinhard Cabinet evlere şenlik, damaklara ziyafet. Yılbaşı sepetlerinin vazgeçilmezi. Laf aramızda çok matah bir nane değil. Bizimkiler daha evlasını yapıyor lakin minik şişeleri bulunmuyor. İki kadehte bitiririm ben bunu. Biraz ekmek kızarttım, üzerine zeytin ezmesi. Mis. İkinci kadehte ikinci minik şişeyi gözüme kestirdim. Kavaklıdere Lal hem de 375 ml…